Bazı sahte inanışlara, insanı kurtuluşa götürmeyen dinlere göre Tanrı, ezelde daha kainat yaratılmadan önce, insanlardan kimlerin kurtulacağını, kimlerin de lanetli olarak yaşayıp öleceğini belirlemiştir. Yani insanların dünya hayatı ve yaşamları, tamamen Tanrı'ya göre şekillendirilmiş, insanoğlu ise kendisine biçilen görevi, tiyatroyu oynamıştır. Yine bu sahte inanışlara göre bu seçilmiş iyiler, dünya hayatında ne kadar kötülük yapsalar dahi kurtulacaklardır. Seçilmiş lanetliler ise, ne kadar iyilik yapsalar da, ebedi cezaya maruz kalacaklardır. Bir başka deyişle, seçilmiş iyilerin cehenneme girmesi ve seçilmiş kötülerin cennete layık görülmeleri imkansızdır. Peki Kutsal Kitabımız, ebedi olan ve değişmeyen, eskimeyen tek rehberimiz, Tanrı kelamımız bu konu hakkında ne söylemektedir?
Tabii ki de tam tersini... Kutsal Kitap sadece seçilmişlerin değil, tüm insanoğlunun kurtulmasını ister. Herkesin kendi eylemlerine göre değerlendirileceği, kaderin tamamen insanın hür iradesi elinde olduğunu söylemektedir. Kutsal Kitap, mutlak Tanrısal kaderi reddetmekte, salih işler yapmanın, yoksulu doyurmanın, çıplağı giydirmenin, sadaka vermenin günahları sildiğini duyurmaktadır, bu müjdeyi haber vermektedir.
"Tanrı iyi ve doğrudur, onun için günahkârlara yol gösterir. Alçakgönüllülere adalet yolunda öncülük eder, kendi yolunu öğretir onlara. Tanrı'ın bütün yolları sevgi ve sadakate dayanır, Antlaşmasındaki buyruklara uyanlar için."
MEZMURLAR 25:8-10
"Kötü kişi işlediği bütün günahlardan döner, buyruklarıma uyar, adil ve doğru olanı yaparsa, kesinlikle yaşayacak, ölmeyecektir."
HEZEKİEL 18:26
"Kırk beş doğru kişi var diyelim, beş kişi için bütün kenti yok mu edeceksin?" Allah “Eğer kentte kırk beş doğru kişi bulursam, orayı yok etmeyeceğim” dedi."
TEKVİN 18:28
"Gazap günü servet işe yaramaz, Oysa hayırseverlik ölümden kurtarır."
ÖZDEYİŞLER 11:4
"Eğer Tanrı'nın sözlerini bilir, kendi Kutsal Kitabınızı iyi öğrenir ve Tanrı'ın kelimelerinden başka hiçbir kimsenin söylediklerine kulak asmazsanız, kimse sizi Tanrı'ın merhametinden, O'nun affediciliğinin önündeki sevgiden mahrum edemez, kimse sizi umutsuzluğa, günaha teslimiyete, yok oluşa mahkumiyete iletemeyecektir."
SEFİROD