Yahudi Kimdir?
Yahudi geleneğine göre Yahudi anneden doğan her çocuk ve birtakım sıkı kurallar ve dini törenden geçip Yahudiliği kabul eden herkes Yahudi'dir. Bir insan Yahudi olup dindar olmayabilir. Bu kişilere laik Yahudi denir. Yahudi dini, çok dindar ortodokslardan tutucular ve liberallere kadar farklı akımları kapsar.
Anti-Semitizm Nedir?
Anti-Semitizmin anlamı Yahudi nefreti, anti-Semit de Yahudi karşıtı demektir. Anti-Semitizm sözcüğü, 1880 yıllarında "anti-Semitizmin babası" diye anılan Wilhelm Marr adlı Alman gazetecinin makaleleri ve broşürleri sayesinde ün kazandı. Politik anti-Semitizm 19. yüzyılda yükseldiyse de, dinsel anti-Semitizm (anti-Yahudilik) eski zamanlarda başlayıp Ortaçağda özellikle Hıristiyan Kilisesi kapsamında devam etti. Bunun nedeni, Yahudilerin, kendisi de bir Yahudi olan İsa'yı mesih olarak tanımayı reddedip, Romalıları onu öldürmeleri için kışkırtmalarıydı.
Yahudiler Bir Irk Mıdır?
Hayır. Biyoloji bilimine göre insanlar tek bir ırktır. 19. yüzyılda ve 20. yüzyılın ilk yarısında bazı etkin Avrupalı bilim adamları kendi ırklarının ("beyaz ırk"ın) üstünlüğünü kanıtlamakla ilgilendiler. 1930 - 40'larda Naziler Aryanlar'ı diğer ırklardan ayırmak için bu fikirleri kullandılar. Aryanlar'ı "ırk merdiveninin" en üstünde, Semitik ırkı da en aşağıda gösterdiler. Güncel bilim ve genetik çalışmalar ırk sınıflandırmasının yokluğunu kesinlikle kanıtlamıştır.
Yahudilerin dünyaya egemen olmak için gizli bir planı mı var?
Yahudi düşmanlığı tarihte çok geriye gittiği halde Yahudilerin gizlice dünyaya egemen olma komplosu fikri 1800'lerin sonu ve 1900'lerin başında gündeme geldi. Almanya'daki Nazi propagandasında önemli bir yeri olan bu inanış Rusya'daki "The Protocols of Elders of Zion" (Siyon Liderlerinin Protokolleri) adlı kitabın yayınıyla tekrar ön plana çıktı. Bu kitap Rusya'daki Çarlık yönetimi hükümeti tarafından halkın dikkatini, içinde oldukları ekonomik krizden uzaklaştırıp, Yahudileri ülkenin sorunlarının sebebi olarak göstermek için yazılmıştı. Kitaba göre zengin Yahudilerden oluşan kurmaca bir grup, 24 gizli toplantıda Hıristiyanları yok edip dünyada bir Yahudi düzeni kurmanın yollarını araştırırlar. İlk olarak 1903'te St. Petersburg'da bir gazetede çıkan bu kitabın daha sonra birçok değişik uyarlaması yayınlandı.
Kitabın Arapça ve Farsça çevirileri bugün Müslüman dünyasında maalesef geniş çapta görülmektedir. 2002 yılında Mısır televizyonunda bu kitaba dayalı bir dizi bile yayınlanmıştı. "Atsız Binici" adlı bu dizi birçok Arap ülkesinde yayınlanıp bu hikâyenin yayılmasına yardımcı oldu.
Amerikan dış politikasını Yahudiler mi yönetiyor?
Amerika'da politik lobiler, sistemin önemli bir parçasıdır. Değişik çıkarları ön plana getirmek isteyen gruplar, kayıtlı olarak meşru yollardan şeffaf bir şekilde kulis yapabilir. Orada Yahudi grupların yanı sıra Arap Lobisi, İran Lobisi gibi gruplar da mevcuttur. Zaten doğru terim Yahudi Lobisi değil, "İsrail Yanlısı Lobi"dir. Enteresan olan bir konu da Amerika'da Evanjelist Hıristiyanların İsrail yanlısı lobide önemli bir rol oynadıklarıdır. Amerika'da yasayan 7 milyon Yahudi, ülke nüfusunun sadece % 2'sini kapsar. Amerikan Yahudileri çok değişik ve çoğu zaman da aralarında karşıt fikirleri olan bir gruptur. İsrail yanlısı lobinin Amerikan Ortadoğu politikasındaki etkisi çoğunlukla büyütülür. Ortadoğu politikası kararlarıyla ilgili kapsamlı bir anketin sonucuna göre, meclisin çoğunluğu gündeme gelen yüzlerce konuda Amerikan başkanı ve İsrail lobisi AIPAC'ın karşıt olduğu konuların sadece % 27'nde İsrail lobisi yanlısı oy vermişti.
"Holokost" sözcüğünün anlamı nedir?
Holokost 1933-1945 yılları arasında Nazi rejiminin ve yandaşlarının yaklaşık altı milyon Yahudi'yi işkence edip öldürmesidir. 1933 Ocağında Almanya'da yönetime geçen Naziler Almanları "üstün ırk", Yahudileri ise Alman ırkını tehdit eden aşağı derecede bir yabancı güç olarak görüyorlardı. Yahudilerin yani sıra Çingeneler, zihinsel ve bedensel engelliler ve Polonyalılar da ırksal, etnik veya milliyetçi nedenlerle yok edilmek için hedeflendiler.
Holokost sırasında kaç Yahudi öldürüldü?
Avrupa'da yaşayan 9 milyon Yahudi'den 5-6 milyonu Holokost sırasında öldürüldü. Dört yıllık bu süreç içinde yeralan değişik olaylardan dolayı kesin bir sayı vermek imkânsız. Ölenlerin yarısı toplama veya Auschwitz gibi ölüm kamplarında öldü. Diğer yarısı da Nazi askerlerin başta Almanya, Polonya ve Sovyetler olmak üzere değişik yerleşim bölgelerinde toplu öldürmeleriyle gerçekleşti.
Yahudiler ve Müslümanlar hep birbirlerine düşman mıydılar?
Hayır. İslam ve Yahudilik birbirine çok benzer dinlerdir. İkisi de tek Tanrı'ya inanır. İkisinde de dinsel kanunlar, yenilmemesi gereken yiyecekler ve bireyler arası ilişkileri denetleyici ayrıntılı kurallar vardır. İkisi de dinlerinin yazıldığı dilde öğrenilmesini emreder. Müslümanlar, Yahudileri ve Hıristiyanları "Kitabın İnsanları" olarak tanımlar.
Müslüman ülkelerinde yaşayan Yahudiler her zaman toplumdaki putperestlerden daha fazla korundular. Yahudiler ve Hıristiyanlar yüzyıllarca belirli bir ek vergi karşılığında "zimmî" - ikinci sınıf vatandaş - konumunda yaşadılar. On dört yüzyıl boyunca Yahudi azınlıklar birçok farklı rejim altında İslam Dünya'sında barış içinde yaşadılar. Bu süreçte bazı ülkelerde barış ortamları da sıkıntılı dönemler de geçirdiler. Örneğin Osmanlı Sultanlarının boyunduruğunda dini ortam oldukça hoşgörülü idi. Tam tersine, İran'da 1501-1722 yılları arasında Safavi Hanedanı süresince dini azınlıklar - Yahudiler, Zerdüştler ve Ermeniler'e- düzenli bir şekilde zarar verildi, işkence edildiler ve din değiştirmeye zorlandılar.
Tarihte Yahudilerle Müslümanların barış içinde yaşamışlığının örnekleri var mı?
Yüzyıllar boyunca dünya Yahudi nüfusunun büyük bir kısmı Müslümanların egemen olduğu topraklarda yaşadı. Hep "zimmî" oldukları halde Yahudilerin serbestlik ve hatta refah zamanları da oldu. Onuncu ve on birinci yüzyılda İspanyada Endülüs'te Yahudi, Hıristiyan ve Müslüman sanatı ve bilimi yan yana gelişti. En güzel Emevi sarayları inşa edildi; hattatlar ve sanatçılar Tevrat parşömenleri, İnciller, Kuranlar yarattılar; dilbilimciler Latince ve Arapça yazıları birbirlerine çevirdiler. Yahudiler Kordova Halifesi Abdal Rahman III (912- 961)'ın divanında yer aldı. Bu süreç fanatik Kuzey Afrikalı Berberler, Almohad'ların Endülüs'ü fethiyle sona erdi. Almohadlar "zimmî"lere kötü davrandılar. Ölüm ya da din değiştirme seçimleri arasında kalan çoğu Yahudi ve Hıristiyan başka ülkelere göç etti. Tanınmış Yahudi filozof Maimonides'inki gibi birçok aile doğudaki hoşgörülü Müslüman ülkelerine kaçtılar; bazıları da kuzeyde gelişmekte olan değişik Hıristiyan krallıklarına yerleştiler. 1492'de İspanya'nın Katolik kralı Yahudilerin sürülmesini emrettiğinde Sultan II. Bayezit bütün vilayetlere "Yahudilerin girişlerini engellememelerini, onları içtenlikle karşılamalarını" duyurdu. Amerikalı tarihçi Bernard Lewis'e göre "Yahudiler Osmanlı topraklarına kabul edilmekle kalmayıp, aksine cesaretlendirildiler, destek ve yardım gördüler, bazı durumlarda da mecbur kaldılar." Yahudiler birçok Osmanlı hükümdarı altında yükseldiler, bilime ve devlete önemli katkıları oldu. Müslüman ülkeler arasında ilk basımevi 1493'te İstanbul'da bir Yahudi tarafından kurulmuştur.
İslam, Yahudileri nasıl anlatıyor?
Yahudilerin ve Hıristiyanların İslam'da özel bir yeri vardır. Müslümanlar Allah'ın, sözünü İbrahim, Musa ve İsa peygamberlerden geçirdiğine inanır. İsa'nın annesi Meryem'in adı İncil'den çok Kuran'da geçer. Kuran'da ayrıca Tevrat'tan ve Yahudi peygamberlerden söz edilir. Yahudiler İbrahim ve Sara'nın neslinden, Müslümanlar da İbrahim ve Hacer (Sara'nın hizmetkârı, ona ilk oğlu İsmail'i doğuran kadın)'ın neslinden gediğini kabul ederler.
İslam inancına göre, İbrahim Mekke'de Kâbe'yi oğlu İsmail ile birlikte inşa etmiştir. Müslümanlar Allah'ın Musa ve İsa'ya öğrettiklerinin yanlış bilindiğine ve Hazret-i Muhammed'den gelen sözün Allah'ın tek, sonsuz ve doğru sözü olduğuna inanır. Kuran'da Tevrat, peygamberler ve İncil'den alıntılar olduğu gibi, ayrıca Hazret-i Muhammed'in Arap yarımadasında Yahudi kavimlerle savaşları geçer. İslam'ı kabul etmeyi reddeden üç Yahudi kavim Muhammed zamanında orada yaşamaktaydı. Peygamberin ordusu iki kavmi 624-625'te Medine'den püskürttü. Birkaç yıl sonra da üçüncü kavmin erkekleri öldürülüp kadınları ve çocukları köle olarak satıldılar. Muhammed'in Medine Yahudileriyle olan çatışmaları Kuran'ın ana konularından değildir, önemi azdır. Buna rağmen Kuran'da Hz. Muhammed'in Yahudilerle olan uğraşı konusu son zamanlarda Müslümanlar arasında Yahudi karşıtı hisleri kabartmak için aşırı uç fikirliler tarafından devamlı gündeme getirilmekte. Bu kişiler Kuran'da ve Hz. Muhammed'in sözlerinde geçen, Yahudilere olumlu kısımları tamamen göz ardı etmekte. Örneğin Sure 2:47 "Ey İsrailoğulları, size ihsan ettiğim nimetimi ve vaktiyle sizi diğer varlıklara üstün yaptığımı hatırlayın." (Elmalılı Meali)
İslam Yahudilere karşı mı?
Hayır, çünkü İslam, Yahudileri "Kitabın insanları" olarak tanır. Bu nedenledir ki, Müslümanlar olarak İslam dünyasında bunca anti-Semit efsanenin yayılmasından üzüntü duyuyoruz.
İslam dünyasında birçok değişik akımın var olduğu bir gerçek. On dört yüzyıllık tarihte İslam dünyasının, özellikle Hıristiyanlara kıyasla aralarındaki Yahudi azınlığına gösterdiği göreli hoşgörüyü unutmamak gerekir. Osmanlı İmparatorluğundaki ve Endülüs'teki dinsel serbestlik içinde Yahudilere çok nadir eziyet edildi.
Günümüzün İslam dünyasında var olan Yahudi düşmanlığı Avrupa'da icat edildiği halde günümüzde birçok Müslüman ülkede var olan anti-Semit düşüncelerin ve klişelerin gücünü ve kötü niyetliğini göz ardı etmemek, önemsemek gerekir. Yahudileri vatan haini ve komplocu insanlar olarak gösteren, kan iftirası ile suçlayan bu klişelerin çoğunu uzun yıllar öncesine, Hıristiyan Avrupa'dan gelen kökenine kadar izleyebilmek mümkün. Gene de Hıristiyan veya İslami antisemitizmden konuşmak anlamsız. Antisemit olan dinler değil, kendi politik çıkarları için başkalarının dini duygularıyla oynayan uçlardaki insanlardır.
Biz Müslüman aydınlar olarak, Müslümanlara yapılan ayrımcılığı herkesten önce Batıdaki Yahudi aydınların kınadığı gibi, Müslüman ve Arap düşünürleri ve ileri gelenlerinin de İslam adına Yahudi düşmanlığına karşı çıkmalarını bir vicdani sorumluluk olarak görüyoruz.
İslam karşıtı ayrımcılık gibi Yahudi düşmanlığı da mağdur kişiyi değil, faili rezil eder ve alçaltır.
Yahudiler İsrail'i kurmak için Holokost'u mu kullandılar?
Yahudi devletinin varoluşunu Hitler'e borçlu olduğunu söylemek hatalı bir düşüncedir. Yahudi milliyetçiliği - Siyonizm, Avrupa'daki Yahudiler yok edildiğinde yarım yüzyıllık geçmişi olan bir kavramdı. Hitler 1933'te iktidara geldiğinde ve 1936'da Filistin'in bölünmesi teklif edildiğinde, Yahudi devletinin temelleri çoktan atılmıştı. Bundan dolayı İsrail, Holokost'un doğrudan bir sonucu olmuyordu.
Birleşmiş Milletlerin 1947-1948 yılları arasında yer alan müzakerelerine bakılırsa, Holokost'un bu konuda karar yönlendirici veya önemli bir rolü olduğunu bile kanıtlamak zor. Şu da gerçektir ki, Holokost dünya kamuoyunda Yahudilere ait bir vatanın yasallığını hızlandırdı. Ancak Holokost ve İsrail arasında bir sebep - sonuç ilişkisi yok.
Holokost'u konuşmak İsrail'e çıkar sağlamıyor mu?
Hayır. Holokost bir İsrail meselesi değil. Ayrıca, Müslümanların Holokost inkârı, Filistinlilerin davasına yardımcı olamadı. İsrail devleti ve İsrail hükümeti hakkındaki politik görüşümüz ne olursa olsun, tarihte Holokost'un varlığının kanıtları değişmez. Yahudi milletinin soykırımını inkâr veya küçümsemenin hiç bir ahlaki temeli olamaz.
Holokost'u kabul etmek, Filistinlilerin haklarını reddetmek veya onların davalarını inkâr edip küçümsemek anlamına gelmez.
İsrail - Filistin çatışması neden Holokost'la kıyaslanamaz?
İsrail'le Filistinliler arasındaki anlaşmazlık ırkçı değil, milliyetçi bir davadır. Politik ve toprak sorunudur. İki milletin küçük bir toprak parçası için verdiği uğraştır. Bu sorun yıllardan beri kimi zaman şiddet kullanarak, kimi zaman da anlaşmaya çalışarak devam etmiştir. Bir barış anlaşmasına varılamadığı durumda, şiddet ortamı gerek Araplara gerekse Yahudilere azap vermekte, Filistinliler de kötü durumda yaşamaya devam etmekte.
Her şeyden önce, Yahudilerin katliamı ırkçı Nazi ideolojisinin bir sonucuydu. Bu ideolojiye göre Yahudiler varlıklarıyla Almanya'yı ve bütün uygarlığı tehlikeye sokan çok kötü bir ırktı. Nazilerin Yahudilere yönelik kavgası toprak veya varlık gibi elle tutulur bir kazanç uğruna değildi. Onların hedefi dünyayı Yahudilerin sözde zararlı etkisinden kurtarmaktı.
Holokost Nazilerin ırkçı ideolojilerinden doğdu ve onlar Yahudilerin tümünü öldürmeyi denediler. Holokost'ta egemen bir millet, devletin bütün kaynaklarını belirli bir milletin sistemli toplu katlini gerçekleştirmek için kullandı.
Naziler Yahudileri ölüm kamplarında silahla ve özel olarak tasarlanmış gaz odalarında düzenli bir şekilde öldürdüler. Ayrıca Nazi idaresi altında gettolarda, kamplarda ve köle işçi olarak çalıştıkları yerlerde, yüz binlerce Yahudi ölünceye kadar çalıştırıldı. Sonuç 6 milyona yakın Yahudi'nin ölümüydü.
İsrail-Filistin çatışması çok acı olduğu halde Holokost'la kıyaslanamaz. Ortadoğu'daki durumu açıklamak için Holokost'un tarihinden terimler kullanmak olayları ve sonuçlarını açıklığa kavuşturmak yerine daha da bulandırır.