TANRI'NIN NİTELİKLERİ

Bu yazımda, Tanrı'nın Sinay Dağında Moşe Avinu'ya (Musa) verdiği emirlerin uygulanmasının önemi yanısıra, İsraeloğulları'nın altından yaptığı buzağı putuna taparak işlediği günahı ve sonrasında meydana gelen olayları anlatacağım.

İsraeloğulları, buzağı heykeline taparak, Tanrı nezninde çok büyük bir günaha düşmüştü. Moşe, halkının bu hatası karşısında, halkı adına, Tanrı'dan ateşli bir bağışlanma diler. Halkının bu suç karşısında bağışlanmasını diler çünkü Tanrı'dan bunu yaparak merhametinin büyüklüğünü göstermesini ister. Nitekim Tanrı Moşe'nin duasını işitir ve O'na birtakım ahlaki prensipler verir. Bu prensipler, Tanrı'nın Sinay Dağında Moşe'ye verdiği 10 Emri'n yazılı olduğu antlaşma tabletleridir.

Tanrı, emirlerinin yazılı olduğu bu tabletleri Moşe'ye vermeden önce, İsraeloğulları'yla konuşmuş ve emirlerini onlara bildirmişti. Milyonlarca kişi, Tanrı'nın sesini duymuş ve herkes orada peygamberlik, bilgelik derecesine yükseltilmişti. Çünkü herkes Tanrı'nın sesini duymuştu. Kutsal Kitabın Yitro peraşasında bu olay şöyle anlatılır:

"10 emrin tüm halk tarfından işitilmesinden sonra Moşe Antlaşma Tabletlerini (לוחות הברית) almak üzere 40 günlüğüne Sinay dağına çıkar." (Bu dönem zarfında, Moşe'nin Tanrı'dan Mişkan’ın -ilk dua evi, ibadethane- yapımı ile ilgili emirleri ve daha birçok emri aldığı varsayılmaktadır.)

İsraeloğulları, Moşe'nin bu gecikmesinden rahatsız olmaya başladılar, ve sitemlerini Moşe'nin kardeşi Aaron'a (Harun) ilettiler.
Bu hadise Kutsal Kitap'ta şöyle anlatılır:

"Millet, Moşe’nin dağdan inmekte geciktiğini görür. Aaron’a doğru toplanırlar ve “kalk ve bize önümüzden gidecek bir tanrı (buzağı putu) yap, çünkü bizi Mısır topraklarındandan çıkaran kişi Moşe'dir ve O'na ne olduğunu bilmiyoruz” derler. (Şemeot 32, 1)"

"Bu isteğin akabinde bir buzağı şeklinde altından bir put yapılır ve millet,
'Bizi Mısır’dan çıkaran Tanrı budur.' (Şemeot 32, 4)
diyerek etrafında coşku içinde dans eder ve şölenler düzenler."

"Her şeyi gören Tanrı, bu olayı, henüz dağın tepesinde olan Moşe’ye aktarır:
“Bu milleti gördüm. İşte bu, sert enseli (inatçı) bir millettir. Beni bırak, öfkemi onlardan alayım ve onları yok edip seni büyük bir millet yapayım” der. (Şemot 32, 9)"

Moşe, Tanrı'nın bu tepkisi ve öfkesinden çok tedirgin oldu. Halkının başına bir bela geleceğinden korkuyordu. Moşe Tanrı'ya cevaben şöyle dedi:

"Ve Moşe, Tanrı'sı Adonay'ın (Tanrı'nın isimlerinden biri) önünde yalvarır:

“Neden Adonay, büyük bir kuvvetle ve güçlü bir kol ile Mısır’dan çıkardığı milletinden öfkesini çıkartsın?"

"Neden Mısır: “(Tanrı) kötü bir niyetle, onları dağlarda öldürmek ve yer yüzünden yok etmek için Mısır'dan çıkardı” desin?"

"Öfkenden dön ve milletin hakkındaki kötülükten vazgeç.” der (Şemot 32, 11-12)"

Burada görüldüğü gibi Moşe, daha dağdan inmeden bile, milletini Tanrı'ya karşı ateşli bir şekilde savunmuştur. Bunun yanısıra, dağdan inip altın buzağıyı ve halkın davranışını görünce, Antlaşma Tebletlerini halkın gözü önünde yere atıp parçalar. Ancak diğer yandan Tanrı'ya karşı Moşe milletini korumaya devam eder.

"Moşe Adonay'a döner. “Kendilerine bir altın tanrı yaparak bu millet büyük bir suç işledi. Lütfen, şimdi ya suçlarını affet yoksa beni yazdığın kitaptan sil” der. (Şemot 32, 31-32)"

Bu şekilde başlıyan diyalog Moşe’nin,

“Lütfen bana saygılı görkemini göster” (Şemot 33, 18)" sözlerine kadar gelir.

Tanrı Moşe’ye, O'nu görmenin mümkün olmadığını ve O nu görüp de canlı kalan birinin var olmadığını söyler. Bunun yerine, Moşe, kırdığı tabletlerin yerine yenilerini almak için dağa çıktığında, Tanrı'nın ona hazırladığı şu sahne ve sözlerle karşılaşır. Bu sahnede Tanrı, Moşe'ye kendisini tarif etmekte yani tanıtmaktadır:

"Ve Adonay Moşe'nin önünden geçti ve “Adonay, Adonay, merhametli ve af edici Tanrı; öfkesini tutan; bolca iyilik yapan ve gerçekçi; binlerceye lütfunu düzenleyen; suç, ihlal ve günahı tahammül eden; babaların günahını çocuklarına, çocuklarının çocuklarına, üçüncü ve dördüncü nesle kadar hatırlayan” diye beyan etti. (Şemot 34, 6-7)"

Tanrı Moşe’ye kendini göstermemiştir ama ona niteliklerini beyan etmiştir. Bilginlerimize göre, en sonuncusu dışında, bu nitelikler, Tanrıdan öğrenmemiz gereken değerlerin temelini teşkil eder; merhamet, affetmek, öfkelenmemek, iyilik yapmak, gerçekçi olmak, lütüf ve suçu tahammül edebilmek. En son nitelik (suçu dört nesil hatırlamak) her ne kadar bizleri rahatsız etse de, yine bilginlerimize göre, suçundan ayrılıp tövbe edenlerin suçlarının silindiğini göz önüne alırsak, sadece ard arda dört nesil boyunca tövbeden uzak yaşayanları tedirgin etmelidir. Bilginlerimizin bu açıklaması ile, kısaltılmış versiyonunu ve de Tanrının nitelikleri olarak bilinen bu kelimeleri bizler, günlük dualarda, selihotlarda ve Kipur gününde defalarca tekrarlarız:

“Adonay, Adonay, merhametli ve affedici Tanrı; öfkesini tutan; bolca iyilik yapan ve gerçekçi; binlerceye lütfunu düzenleyen; suç, ihlal ve günahı tahammül eden; ve silen” Amen.

SEFİROD

BU SİTE İLE KURULMUŞTUR